İCRA VE İFLAS HUKUKU

Açık Hesaplar İcraya Konulabilir mi?

14 Mayıs 2024 Yorum (0) 1534 Görüntüleme
1534

Uygulamada müvekkillerimizin en çok sorduğu sorulardan biri de bu sorudur. Taraflar arasındaki evraklandırılmamış, sadece faturalar üzerinden yapılan ticarete açık hesap denilir. Bir başka ifade ile yapılan ticaret karşılığında çek ve bono alınmamışsa bu duruma açık hesap denir. Söz konusu açık hesap ile icra takibi başlatılıp başlatılamayacağı hususunda bazı önemli noktalara dikkat edilmesi gerekmektedir. Bir borçlunuz hakkında açık hesaptan kaynaklı belli bir miktar alacağınız var. “Borçlu ile uzun yıllardır ticaret yapıyorum, bu durumda sadece fatura ile icra takibi yapabilir miyim?” tarzında bir düşüncenin cevabı evettir.

Açık hesaba dayalı olarak yapılacak ilamsız takiplerde dikkat edilmesi gereken ana hususlar şunlardır.

*Borçlu hakkında alacaklı olduğunuz faturaları icraya koymanız gerekmektedir. Örneğin A şirketinin B şirketine farklı farklı zamanlarda 5 adet faturaya konu mal versin. Bu faturalar düzenleme tarihi sırasına göre 10 TL, 20 TL, 30 TL, 20 TL, 40 TL’lik olsun. B şirketinin, A şirketine yaptığı ödeme ise 50 TL olsun. Bu durumda B şirketi, A Şirketine 1.faturayı ödemiş, 2.faturayı ödemiş, 3.faturanın ise 20 TL’lik kısmını ödemiş kabul edilir. Bu durumda icra takibi başlatırken, 3.faturadan bakiye 10 TL, 4.faturadaki 20 TL ve 5.faturadaki 40 TL üzerinden toplamda 70 TL’lik icra takibi başlatılması gerekmektedir. Uygulamada bazı alacaklıların sehven ödenmiş faturaları icraya koyduğu görülmektedir. Yüksek mahkemenin birçok kararında da belirttiği üzere ödenmiş faturanın açık hesap adı altında icraya konulması halinde fiili durumda alacaklı olsanız dahi yanlış faturaların icraya konulması halinde davanız reddedilecektir. Bir de bunun üzerine kötüniyetli olduğunuz kabul edilecek ve fatura miktarının %20’si kadar kötüniyet tazminatı ödemek zorunda kalabileceksiniz.

*Bir diğer önemli nokta ise faturalara işlenecek vade farkı noktasıdır. Faturaların içeriğinde bu husus netleştirilmiş olsa da Yüksek mahkeme taraflar arasında bir sözleşmenin varlığını yahut ihtar çekilmiş olmasını şart koşmaktadır. Yine TTK m.1530’a göre belli şartların oluşması halinde borçlu şirket temerrüt halinde kabul edilecek ve vade farkı işlemeye başlayacaktır. Maalesef ülkemizde dolar kurunun artması sonucu TL üzerinden yapılan ticaretlerde alacaklı firmaların ciddi zararları oluşabilmektedir. Bu zararın bir kısmını kapatabilmek adına vade farkının da artık davalarda tartışıldığı görülmektedir. Açık hesaba dayalı yapılacak takiplerde söz konusu vade farkının istenmemesi halinde müvekkil adına ciddi zararlar ortaya çıkabilmektedir. TTK 1530’daki şartlar dikkate alınarak yapılacak takiplerde takip öncesi vade farkının da borçludan talep edilmesi önemlidir.

Genel olarak açık hesabı izah ettik. İcraya konulması aşamasında dikkat edilmesi gereken noktaları uygulama ile sınırlı olarak anlattık. Olgun Hukuk büromuzda bahsettiğimiz hususlar ile ilgili olarak Ticaret hukuku ve icra hukuku alanında 15 kişilik kadromuzla birlikte çalıştığımızı değerli okuyucularımıza bildiririz.

Olgun Hukuk- Av. Ümit OLGUN

İcra- Ticaret Hukuku Departmanı Başkanı

Av. Emre OLGUN

Yorumlar (0)

Yorum Yaz

E-Posta adresinizi girin ve yorum yazın. * İşaretli alanlar zorunludur.